| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| Idioms | ||
| Deyim | suçlu hissetmek | hang one's head f. |
| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | kendini suçlu hissetmek | feel guilty f. | ||
|
I do not believe that Europe can feel guilty in this situation. Avrupa'nın bu durumda kendini suçlu hissedebileceğine inanmıyorum. More Sentences |
||||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | kendini hep suçlu hissetmek | carry around f. | ||
| Idioms | ||||
| Deyim | kendini suçlu hissetmek | prick (one's) conscience f. | ||
| Deyim | kendini suçlu hissetmek | prick your conscience f. | ||
| Deyim | kendini suçlu hissetmek | your conscience pricks you f. | ||
| Deyim | bir konu hakkında kendini çok suçlu hissetmek | be on a guilt trip about something f. | ||
| Deyim | kendini suçlu hissetmek | feel guilty (about something) f. | ||
| Deyim | kendini suçlu hissetmek | have on one's conscience f. | ||
| Deyim | kendini suçlu hissetmek | be on (one's) conscience f. | ||
| Deyim | kendini suçlu hissetmek | have (something) on (one's) conscience f. | ||
